Bu bölümdeki soruları cevaplarken özellikle köyünüze ait olanların tamamını yazmaya, video veya ses kaydı yapıp eklemeye çalışınız.

2 Comments

    avni - 08 Eylül 2014 at 11:49 - Cevapla

    KÖYÜM

    Köyün nasıl diye soruyor bana, Görmediysen anlatayım ben sana, Amca,dayı,teyze,hala,baba ve ana, Herkes birbirine akrabadır köyümün.

    Havası ılıman pek sertçe değil,
    Sıraca, Alçakbel, Hoynat dahil,
    Seferoğlu, Orta Mahalle ve de Sahil,
    Görenler bilir neleri var köyümün.

    Kahvesi, bakkalı, atölyesinde,
    Bulunur her şey onlar sayesinde,
    İnsanı eksik olmaz günün her saatinde,
    Ihlamurun gölgesi hoştur köyümün.

    Çok vardır gurbetteki işçisi,başçısı,
    Balıkçısı, marangozu, memuru, taşçısı,
    Bayramlarda keşkek yapar aşçısı,
    Böyle insanı vardır köyümün.

    İnşaat ustasının vardır iyisi,
    Elinde malası, keseri, çivisi,
    Çileği, kirazı, üzümü, kivisi,
    Peyniri, yoğurdu vardır köyümün.

    Hep kuzeyden yağar kışın karları,
    Kahvelerde yanar varil sobaları,
    Tüneli, denizi, Hoynat adaları,
    Görülecek yeri vardır köyümün.

    Emekli olurlar ihtiyar ve gençliğinde,
    Kalabalık çoktur cenaze ve düğünde,
    Hele bayramları bir geldiğinde,
    Tadına doyulmaz benim köyümün.

    Okuma yazması yüksektir hemide,
    Mühendisi, doktoru, kaptanı gemide,
    Okunur beş vakit ezanı camide,
    İmamı, vaizi, müftüsü vardır köyümün.

    Çok gururlu ve asildir insanı,
    Ufacık işlerde bozmaz nizamı,
    Kan davası yoktur, kötü lisanı,
    Böyle güzelliği vardır köyümün.

    Yunis oğlu Murat AKBAŞ söyledi,
    Cümle alem bunların hepsini dinledi,
    Allah’ı, imanı, Hak Muhammed’i
    Güzel insanları vardır köyümün.
    23.06.2003
    Murat AKBAŞ,Yaş 72

    avni - 08 Eylül 2014 at 11:50 - Cevapla

    KEÇİ İLE DANA
    (Yaşanmış hayat hikayelerinden)

    Şakir ile Rahmi Emmioğulları,
    Oynarken yiyorlardı poğulları,
    Bir gün Memet Kirazı’na gittiler,
    Koyun, keçi, dana, inek güttüler,
    En meşhur oyun hane idi,
    Arakesti, çelik sonra gelirdi,
    Fazlaca oyuna dalmışlardı,
    Derslerini çok acı almışlardı,
    Oyunu bırakıp etrafa baktılar,
    Sağa sola koşup yılan gibi aktılar,
    Hayvanların çanını dinlediler,
    Babamız döver diye inlediler,
    Geldiler büyük bir kaşın başına,
    Dayanılmaz ikisinin gözünün yaşına,
    Dana düşmüş kaştan aşşa,
    Ağaca takılmıştı başı, ayağı,
    Ne yaptılarsa kurtaramadılar,
    Birlikte düşünüp çağre aradılar,
    Şakir daha mı akıllı çocuk idi, ne!,
    Danayı bağladı keçini örküne,
    Rahmi başladı ağacı kesmeye,
    Şakir keçiyi zorladı çekmeye,
    Durmadan sırtına başına vuruyordu,
    Sanki arkadaşına yardımcı oluyordu,
    Örk tırın tırın ediyordu,
    Çabuk olun dana gidiyordu,
    Hesap etmemişlerdi bir şeyi,
    Rahmi bitirince ağacı kesmeyi
    Ağaç ile birlikte dana aşağı düştü,
    Aman Allah’ım! Bu ne rüya, ne düştü ,
    Keçi dayanamadı daha fazla,
    Havadan aşağı uçtu o hızla,
    Danayı ite kaka kurtardılar,
    Hemen keçinin yanına vardılar,
    Keçi uzatıp topluyordu ayaklarını,
    Sevgiyle okşuyorlardı yanaklarını,
    Bırakın benden size hayır yok diyordu
    Belki danayı kurtardığına seviniyordu,
    Danayı kurtardılar keçiyi öldürdüler,
    Yıllarca anlatıp herkesi güldürdüler,

    Ünye 10 Mart 2010
    Avni İŞBAKAN

    Gönül Çağlayanın’dan Üç Damla 2011 Sayfa:18



Cevap Gönderme Formu