Köyde nikah yapması için köyün imamı getirilir. İmamın yanında damat, damadın babası veya amcası, geline sözcü olması gelinin amcası veya dayısı orada bulunurdu. Gelin başka bir odada bırakılırdı. Gelinin sözcüsü nikah için gelinden onay alır ve ona “İstiyor musun ve aldın mı?” diye sorardı. Gelinden ”Evet.” cevabı geldiğinde ise nikahları kıyılmış olurdu.
-ŞEYHLER BELDESİ-HİSARCIK-KÜTAHYA
Gelin baba evinden çıkmadan önce imam, gelinin ailesinin güvendiği, saygı
duyduğu iki kişi ve gelin bir odaya alınır. İmam geline, “Hiçbir baskı altında
kalmadan … oğlu … ile evlenmek istiyor musun?” diye üç kere sorar. Gelin imamın her
sormasında evet cevabını verir. Bu işlemin ardından gelin orada bulunan güvendiği bir
kişiye vekaletini verir. Vekaletini verdiği kişinin akrabası olup olmaması mühim
değildir. Oğlan evinde de damada aynı soru sorulup ardından birine vekalet vermesi
istenir. İmam vekaleti olan kişiler aracılığıyla çifti nikahlar. Sonra da dua okur.
Nikah kıyan hoca nikah işlemi bittikten sonra kolu kapıya takılacak şekilde
yürür. Kolu kapıya takılan hocaya hediye verilir. Böylelikle hediye alma isi güzel
bir nedene bağlanmak istenmiştir.
Resmî nikah düğünden on beş gün önce yapılır ki düğün başladığında yöreden
ilçeye inmek için zamanları olmayabilir.
Nikahtan sonra düğün sonlandırılırken düğün yemeklerini pişiren asçı yemeğin
tuzu kalmadı, yağı kalmadı bahaneleriyle düğün sahibini yanına çağırtır ve ondan
hediye alır.
Gelin kıza baba evinden çıkarken yüzüne kırmızı örtü örterler ki bu alınla
girdiğin evden beyazınla dönmesini ifade eder.
Gelin baba evinden ayrılıp ata veya araca binmeye kadar geçen sürede üzerine
kadınlar tarafından su atılır.
Gelin baba evinden çıkartılır iken düğün arabasının önüne daha önceden
takılan çengel iğneli örtüye kız tarafındaki büyükler para takar.179
Gelin kocasının evine girene kadar gelinin üzerine misafirler tarafından
buğday atılır.
Gelin baba evinden çıktığı gün “ebedi ardı kesilmesin, unutulmasın” diye
düşünülerek ev süpürülmez. Kaynana oğlan evine gelen gelinin avuçlarına buğday koyar. Gelin kocasının
evindeki bir odada buğdayı saça saça oynar. Bu gelinle beraber gelen bereketi temsil
eder.
Birkaç yıl öncesinde gelini baba evinden çıkartmaya damat gitmezdi. Damadın
babası gelini getirme sorumluluğunu taşırdı. Nikâhı kıyılan kız, baba evinden
çıkarılırken at murat olarak görüldüğünden ata bindirilirdi. Gelini ata bindiren gelinin
annesi ve babasıydı. Gelin atın üzerinden inene kadar konuşmazdı. Gelinin atın üzerinde
iken konuşması uğursuzluk sayılır. Gelinin çeyizi de gelin ile birlikte baba evinden
çıkartılırdı. Kız oğlan evine vardığında gelin kayınbabası tarla, bağ, bahçe…
bağışlamadıkça attan inmezdi. Hediyesini alan gelini attan kocası indirirdi.
(KÜTAHYA- ŞEYHLER BELDESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Zeynep ÇANLI
GÖNDEREN:EMEL ALTUNTAŞ)
Köyde nikah yapması için köyün imamı getirilir. İmamın yanında damat, damadın babası veya amcası, geline sözcü olması gelinin amcası veya dayısı orada bulunurdu. Gelin başka bir odada bırakılırdı. Gelinin sözcüsü nikah için gelinden onay alır ve ona “İstiyor musun ve aldın mı?” diye sorardı. Gelinden ”Evet.” cevabı geldiğinde ise nikahları kıyılmış olurdu.
-ŞEYHLER BELDESİ-HİSARCIK-KÜTAHYA
Gelin baba evinden çıkmadan önce imam, gelinin ailesinin güvendiği, saygı
duyduğu iki kişi ve gelin bir odaya alınır. İmam geline, “Hiçbir baskı altında
kalmadan … oğlu … ile evlenmek istiyor musun?” diye üç kere sorar. Gelin imamın her
sormasında evet cevabını verir. Bu işlemin ardından gelin orada bulunan güvendiği bir
kişiye vekaletini verir. Vekaletini verdiği kişinin akrabası olup olmaması mühim
değildir. Oğlan evinde de damada aynı soru sorulup ardından birine vekalet vermesi
istenir. İmam vekaleti olan kişiler aracılığıyla çifti nikahlar. Sonra da dua okur.
Nikah kıyan hoca nikah işlemi bittikten sonra kolu kapıya takılacak şekilde
yürür. Kolu kapıya takılan hocaya hediye verilir. Böylelikle hediye alma isi güzel
bir nedene bağlanmak istenmiştir.
Resmî nikah düğünden on beş gün önce yapılır ki düğün başladığında yöreden
ilçeye inmek için zamanları olmayabilir.
Nikahtan sonra düğün sonlandırılırken düğün yemeklerini pişiren asçı yemeğin
tuzu kalmadı, yağı kalmadı bahaneleriyle düğün sahibini yanına çağırtır ve ondan
hediye alır.
Gelin kıza baba evinden çıkarken yüzüne kırmızı örtü örterler ki bu alınla
girdiğin evden beyazınla dönmesini ifade eder.
Gelin baba evinden ayrılıp ata veya araca binmeye kadar geçen sürede üzerine
kadınlar tarafından su atılır.
Gelin baba evinden çıkartılır iken düğün arabasının önüne daha önceden
takılan çengel iğneli örtüye kız tarafındaki büyükler para takar.179
Gelin kocasının evine girene kadar gelinin üzerine misafirler tarafından
buğday atılır.
Gelin baba evinden çıktığı gün “ebedi ardı kesilmesin, unutulmasın” diye
düşünülerek ev süpürülmez. Kaynana oğlan evine gelen gelinin avuçlarına buğday koyar. Gelin kocasının
evindeki bir odada buğdayı saça saça oynar. Bu gelinle beraber gelen bereketi temsil
eder.
Birkaç yıl öncesinde gelini baba evinden çıkartmaya damat gitmezdi. Damadın
babası gelini getirme sorumluluğunu taşırdı. Nikâhı kıyılan kız, baba evinden
çıkarılırken at murat olarak görüldüğünden ata bindirilirdi. Gelini ata bindiren gelinin
annesi ve babasıydı. Gelin atın üzerinden inene kadar konuşmazdı. Gelinin atın üzerinde
iken konuşması uğursuzluk sayılır. Gelinin çeyizi de gelin ile birlikte baba evinden
çıkartılırdı. Kız oğlan evine vardığında gelin kayınbabası tarla, bağ, bahçe…
bağışlamadıkça attan inmezdi. Hediyesini alan gelini attan kocası indirirdi.
(KÜTAHYA- ŞEYHLER BELDESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Zeynep ÇANLI
GÖNDEREN:EMEL ALTUNTAŞ)