Baş ağrısı için :
- Patates tuzlanır ve bir bezle başa sarılır.
Mide bulantısı için :
- Ballı şerbet yapılır ve içilir.
Ağız yaraları için:
- Bol karanfil çiğnenir.
- Ağız tuzlu su ile çalkalanır.
Ateşlenmelerde:
- Eklem yerlerine sirke ya da su sürülür.
Bel ağrısı :
- Bele kupa çekilir. Kanın hızlı hareket etmesi sağlanır
Başa güneş geçtiğinde :
- Köyün geçim kaynağının tarım olması sebebiyle yaz aylarında çok sıcak günlerde saatlerce çalışan insanların başlarına güneş geçtiğinde ise söğüt yaprağı dalından sıyrılıp hastanın bütün vücuduna sarılır. Başka bir yöntem ise sirke suyu bir beze döküp hastanın başına konulur ve en az 10 dakika kadar bekletilirmiş. Hala kullanılan bir tedavi yöntemidir.
Suçiçeği hastalığı için :
- Suçiçeği geçiren hastanın ise eşyaları en az 10 gün yıkanmamalıdır.hastalığın daha çok artacağına inanılırmış.
İltihaplarda:
- İltihaplanan yere zif konur.
Kızamık:
- Kızamıkta hastalığında ise hastanın yıkandığı suya altın yüzük veya sarı çiçek atılır ve hastalığın çoğalmayacağına ve yavaş yavaş kaybolacağına inanılır.
durak-kıranyağmur-ulubey-ordu
-Hastalığın teşhis, tedavi, ilaçlar ve tarifleri:
Hastalar bilen diye tarif eden kişiye götürülür, o kişi teşhisi koyar ve hastalığı belirler ve ona tanı ile birlikte bazı malzemelerden bir şeyler hazırlar bunun hastayı tedavi edeceğine inanılır, kullandığı malzemeler bilinmemektedir, çünkü hastalığa göre kendi ilaç hazırladığı için tüm sırları kendine özgüdür.
HALK HEKİMLİĞİ-(TRABZON ÇAYKARA- EĞRİDERE KÖYÜ)
Vücutta meydana gelen ateşlenme ve kırgınlık için taze kızılağaç yaprakları toplanır, başa sarılır, üzeri kapatılarak bir müddet bu şekilde yatılır.
Bel ağrılarına bel çekilir. Önceden ünlü bel çekiciler vardı.
Bel ağrılarında, ağrıyan bölgeye karasakız eritilip sürülür.
Kırık çıkıklarda yumurta akı, buğday unu vs. su ile hamur yapılıp kırılan yere sarılır. Birçok kırık-çıkıkçı vardır.
Vücudun herhangi bir yerinde zorlanmadan oluşan ağrılar için su iyice kaynatılır. Belli bir miktar yün alınır. Bu yünler kaynamış suyun içine konur, bir süre bekletilir ve ağrıyan bölgeye sarılır. Bu şekilde ağrı azaltılır.
Karın ağrıları için sıcak suyla bol miktarda şekerle karıştırılıp içilir.
Vücuttaki kirli kanı temizlemek için yöremizde nineler şişelerde sülük beslerler ve zamanı gelince bu sülükleri ağrıyan yere koyarlar.
Büyük pavralı (harmanlı) ahalisi köyün gaca garı ilaçlarını denerlermiş
Gömeç denilen şifalı olduğuna inanılan bu bitkiyi tencereye koyup unla beraber
cıbar (merhem) ediyorlar yara ya da ağrıyan bölgeye sürüyorlarmış genellikle bunu karın ağrılarına yapıyorlarmış
Bel ağrılarında ise bardak çekiyorlarmış ispirtoyu ya da kolonyayı boş bir bardağa koyuyorlar sonra bir şişin ucuna pamuk sarıp bu bardağa batırıp ateşle yakıyorlarmış bunu da boş bir bardağın içine değdirip sırtına tutturuyorlarmış bardak ağrıyan bölgeyi tutarsa ağrının gideceğine inanılırmış yani oraya kan gelirmiş.
Göz ağrıların da ise sütü olan bir kadının yanına gidip gözüne süt damlatırlarmış
kulak ağrılarında ise çam çırasını yakıp bir kaşığa koyup yağ ile birlikte ağrıyan kulağa damlatırlarmış
Ağrı kesici diye ebegümeci, koyun kulağı, yonca kaynatılarak içilirdi. Göz kaşıntısı için evin üzerinde ot büyütülür. Bu ot kaynatılarak buharında hatanın durması sağlanırdı. Kanayan yarayı durdurmak için tütün sarılırdı. Sırgandan yemek yapılır ve her türlü hastalığa iyi geldiği söylenirdi .
Kaynak kişi : Fatma İNAN Yaş 68 Ordu/Gölköy/Damarlı
Baş ağrısı için :
- Patates tuzlanır ve bir bezle başa sarılır.
Mide bulantısı için :
- Ballı şerbet yapılır ve içilir.
Ağız yaraları için:
- Bol karanfil çiğnenir.
- Ağız tuzlu su ile çalkalanır.
Ateşlenmelerde:
- Eklem yerlerine sirke ya da su sürülür.
Bel ağrısı :
- Bele kupa çekilir. Kanın hızlı hareket etmesi sağlanır
Başa güneş geçtiğinde :
- Köyün geçim kaynağının tarım olması sebebiyle yaz aylarında çok sıcak günlerde saatlerce çalışan insanların başlarına güneş geçtiğinde ise söğüt yaprağı dalından sıyrılıp hastanın bütün vücuduna sarılır. Başka bir yöntem ise sirke suyu bir beze döküp hastanın başına konulur ve en az 10 dakika kadar bekletilirmiş. Hala kullanılan bir tedavi yöntemidir.
Suçiçeği hastalığı için :
- Suçiçeği geçiren hastanın ise eşyaları en az 10 gün yıkanmamalıdır.hastalığın daha çok artacağına inanılırmış.
İltihaplarda:
- İltihaplanan yere zif konur.
Kızamık:
- Kızamıkta hastalığında ise hastanın yıkandığı suya altın yüzük veya sarı çiçek atılır ve hastalığın çoğalmayacağına ve yavaş yavaş kaybolacağına inanılır.
durak-kıranyağmur-ulubey-ordu
-Hastalığın teşhis, tedavi, ilaçlar ve tarifleri:
Hastalar bilen diye tarif eden kişiye götürülür, o kişi teşhisi koyar ve hastalığı belirler ve ona tanı ile birlikte bazı malzemelerden bir şeyler hazırlar bunun hastayı tedavi edeceğine inanılır, kullandığı malzemeler bilinmemektedir, çünkü hastalığa göre kendi ilaç hazırladığı için tüm sırları kendine özgüdür.
HALK HEKİMLİĞİ-(TRABZON ÇAYKARA- EĞRİDERE KÖYÜ)
Vücutta meydana gelen ateşlenme ve kırgınlık için taze kızılağaç yaprakları toplanır, başa sarılır, üzeri kapatılarak bir müddet bu şekilde yatılır.
Bel ağrılarına bel çekilir. Önceden ünlü bel çekiciler vardı.
Bel ağrılarında, ağrıyan bölgeye karasakız eritilip sürülür.
Kırık çıkıklarda yumurta akı, buğday unu vs. su ile hamur yapılıp kırılan yere sarılır. Birçok kırık-çıkıkçı vardır.
Vücudun herhangi bir yerinde zorlanmadan oluşan ağrılar için su iyice kaynatılır. Belli bir miktar yün alınır. Bu yünler kaynamış suyun içine konur, bir süre bekletilir ve ağrıyan bölgeye sarılır. Bu şekilde ağrı azaltılır.
Karın ağrıları için sıcak suyla bol miktarda şekerle karıştırılıp içilir.
Vücuttaki kirli kanı temizlemek için yöremizde nineler şişelerde sülük beslerler ve zamanı gelince bu sülükleri ağrıyan yere koyarlar.
Büyük pavralı (harmanlı) ahalisi köyün gaca garı ilaçlarını denerlermiş
Gömeç denilen şifalı olduğuna inanılan bu bitkiyi tencereye koyup unla beraber
cıbar (merhem) ediyorlar yara ya da ağrıyan bölgeye sürüyorlarmış genellikle bunu karın ağrılarına yapıyorlarmış
Bel ağrılarında ise bardak çekiyorlarmış ispirtoyu ya da kolonyayı boş bir bardağa koyuyorlar sonra bir şişin ucuna pamuk sarıp bu bardağa batırıp ateşle yakıyorlarmış bunu da boş bir bardağın içine değdirip sırtına tutturuyorlarmış bardak ağrıyan bölgeyi tutarsa ağrının gideceğine inanılırmış yani oraya kan gelirmiş.
Göz ağrıların da ise sütü olan bir kadının yanına gidip gözüne süt damlatırlarmış
kulak ağrılarında ise çam çırasını yakıp bir kaşığa koyup yağ ile birlikte ağrıyan kulağa damlatırlarmış
Ağrı kesici diye ebegümeci, koyun kulağı, yonca kaynatılarak içilirdi. Göz kaşıntısı için evin üzerinde ot büyütülür. Bu ot kaynatılarak buharında hatanın durması sağlanırdı. Kanayan yarayı durdurmak için tütün sarılırdı. Sırgandan yemek yapılır ve her türlü hastalığa iyi geldiği söylenirdi .
Kaynak kişi : Fatma İNAN Yaş 68 Ordu/Gölköy/Damarlı