durak-kıranyağmur-ulubey-ordu
-40 basması ile ilgili bilgiler:
Çocuk kırk günlük olduğu zaman yapılan işleme denir. Tasın içene çivi altın yüzük 40 kaşık su yumurta kabuğu konur banyo yaptıktan sonra çocuğun başından aşağı dökülür. Anneye de bu işlem aynı şekilde uygulanır ve yapılırdı.
Yeni doğum yapmış kadına 40 gün içerisinde ruhani bir varlık tarafından basılma olayıdır. Lohusa için alınan önlemler kırk basmaması için de önemlidir. Eğer kırk basması olursa bir kaç kere kırklama işlemi uygulanır.
kırk basması;halk için kırk basması şu anlama gelir bir anne doğum yaptı ise kırk günü dolmadan doğum yapmış başka bir anne bebeği ile anneyi ve bbebeyi bakmaya gelemezdi buna izin vermezlerdi eger gelirse bebeğin hasta olacagı ınancı vardı.kırk basmasının işaretleri ise cocugun zayıflaması,ayaklarının ustune basamaması al basmasına işarettir.bunun tedavisi ise eskilerde şöyle yapılmakta idi:bebeği al ocaklarına götürüyorlardı bir kazanın kolundan gecirirken dualar okuyorlardı.ocaktan kül alıp suyun içine katıp bebeği bu su ile yıkıyorlardı.anneeye de bu sudan içiriyorlardı bööylece tedavi etmiş oluyorlardı.ne ilginçtir ki bu teedavi hep işe yararmış???:-)
Eve et geldiğinde çocuğu yerde tutmazlar yükseğe kaldırırlarmış. Cenaze geçerkende çocuğu aynı şekilde yükseğe kaldırırlarmış. Cinler tarafından sahplenilmesin diye bu işlemler yapılırmış.
kaynak kişi :Fatma inan yaş 68 Ordu Gölköy Damarlı
-ŞEYHLER BELDESİ-HİSARCIK-KÜTAHYA
Kırk basması için yörede “kırk karıları” “kırk
kadınları” kavramı kullanılagelmiştir. Bu kavram kötü güçlerin, rakibin gerçek
bir bedene bürünmesi, adlandırılan biçim altında kavranması için olmalıdır. Bu şekilde
olduğu takdirde onunla mücadele etmek daha kolay olacaktır. Aynı zamanda korunma
ve saldırıya dair birçok ritüelin ortaya çıkmasına da ortam oluşumu sağlanmak istenmiş
olmalıdır.Yörede kırk basması, kötü ruhların anneyi veya çocuğu korkutması, anne veya çocuğun çarpılması, hastalanması olarak da tanımlanmaktadır.
Kırk karılarının çocuğu çalması sonucu çocuğu kırk bastığına inanılır.
Çocuğu kırk basması şeytanın çocuğu götürürken kendi çocuğunu beşiğe
bırakması olarak da düşünülmektedir.
Kırk basması, çocuğun üzerine manevi bir ağırlığın çökmesi
şeklindedir.
Loğusa anneyi veya çocuğu korkuttuklarında yani kırk bastığında çocuğun
Şekli değişir, nur suratı sapsarı olur. Kırk basan anne ve çocuk ya hastalıklı olur ya da ölür. Kırk basan
çocuğun sakat kalacağı inancı da yer almaktadır.
Kırk basmasına karsı anne ve çocuğu korumak için saç ayağı veya herhangi bir
demir, üç çörek otu, bir ekmek kırığı, bir süpürge çöpü çıkılanıp çocuğun basının
altında kırk gün tutulur. Bu çıkılanmış nesneler anneyi de korumaya almaktadır. Kırk
gün sonra bu çıkı “Hastalığın varsa aksın gitsin.” denilerek akan sulara bırakılır.
Loğusa anne ve çocuk yalnız bırakılmaz.
Anne bir nedenden ötürü çocuğu yalnız bırakacak ise çocuğun yanına bir
süpürge koyar. Böylece yalnız kalan çocuk korumaya alınır. Kırk basmaması için annenin ve çocuğunun yastığının altına ekmek, bıçak, çörek otu konur. Bunun yanı sıra annenin yastık altına altın, gümüş, çakı,
çocuğun ise başucuna ekmek ve süpürge konur.
Doğum olan eve çok para ile girilmez ve evden çok para çıkmaz. Para loğusa
anne ve çocuğa ağır gelir ve onları kırk basar.
Kırk basan çocuk gözerin üstüne konur. Gözerin altında da kara bir tavuk
tutulur. Dua ederek kırkın tavuğa geçmesi istenir. Eğer tavuk kırkı üzerine almış ise
serbest bırakıldığında fırlayıp kaçar. Bu gerçekleşirse çocuk kırktan kurtuldu diye
düşünürsün.
Demir çift ve darı hiç kimse görmeden değirmen çarkının alt yanından çalınan
suyun içine atılır. Ardından kırk basan anne veya çocuk bu suya konulur.
Kırk basan çocuk terazide çekilir. Terazinin bir kefesine demir, diğer kefesine
de çocuk konur. “Demir mi ağır, çocuk mu ağır?” diyerek üç kere çocuk terazide çekilir.
Bu işlem sonunda demir ağır denilir. Çocuğun üzerindeki ağırlık demire geçer de demir
ağır gelirse çocuk kırktan kurtulur. Demir ağır basarsa o çocuk kırktan kurtulamadığı
için ölür. Aynı durumda gerçekleştirilen bir başka uygulama da şu şekildedir. Saban
demiri su içine konur. Saban demiri kırk gün boyunca suda bekler. Aynı zamanda kırk
gün bu su ile çocuk dualar ve sureler okuyarak yıkanır. Azalan su, üzerine eklenerek
ertesi günkü kırklama için hazır hale getirilir.
(KÜTAHYA- ŞEYHLER BELDESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Zeynep ÇANLI
GÖNDEREN:EMEL ALTUNTAŞ)
durak-kıranyağmur-ulubey-ordu
-40 basması ile ilgili bilgiler:
Çocuk kırk günlük olduğu zaman yapılan işleme denir. Tasın içene çivi altın yüzük 40 kaşık su yumurta kabuğu konur banyo yaptıktan sonra çocuğun başından aşağı dökülür. Anneye de bu işlem aynı şekilde uygulanır ve yapılırdı.
Yeni doğum yapmış kadına 40 gün içerisinde ruhani bir varlık tarafından basılma olayıdır. Lohusa için alınan önlemler kırk basmaması için de önemlidir. Eğer kırk basması olursa bir kaç kere kırklama işlemi uygulanır.
kırk basması;halk için kırk basması şu anlama gelir bir anne doğum yaptı ise kırk günü dolmadan doğum yapmış başka bir anne bebeği ile anneyi ve bbebeyi bakmaya gelemezdi buna izin vermezlerdi eger gelirse bebeğin hasta olacagı ınancı vardı.kırk basmasının işaretleri ise cocugun zayıflaması,ayaklarının ustune basamaması al basmasına işarettir.bunun tedavisi ise eskilerde şöyle yapılmakta idi:bebeği al ocaklarına götürüyorlardı bir kazanın kolundan gecirirken dualar okuyorlardı.ocaktan kül alıp suyun içine katıp bebeği bu su ile yıkıyorlardı.anneeye de bu sudan içiriyorlardı bööylece tedavi etmiş oluyorlardı.ne ilginçtir ki bu teedavi hep işe yararmış???:-)
Eve et geldiğinde çocuğu yerde tutmazlar yükseğe kaldırırlarmış. Cenaze geçerkende çocuğu aynı şekilde yükseğe kaldırırlarmış. Cinler tarafından sahplenilmesin diye bu işlemler yapılırmış.
kaynak kişi :Fatma inan yaş 68 Ordu Gölköy Damarlı
-ŞEYHLER BELDESİ-HİSARCIK-KÜTAHYA
Kırk basması için yörede “kırk karıları” “kırk
kadınları” kavramı kullanılagelmiştir. Bu kavram kötü güçlerin, rakibin gerçek
bir bedene bürünmesi, adlandırılan biçim altında kavranması için olmalıdır. Bu şekilde
olduğu takdirde onunla mücadele etmek daha kolay olacaktır. Aynı zamanda korunma
ve saldırıya dair birçok ritüelin ortaya çıkmasına da ortam oluşumu sağlanmak istenmiş
olmalıdır.Yörede kırk basması, kötü ruhların anneyi veya çocuğu korkutması, anne veya çocuğun çarpılması, hastalanması olarak da tanımlanmaktadır.
Kırk karılarının çocuğu çalması sonucu çocuğu kırk bastığına inanılır.
Çocuğu kırk basması şeytanın çocuğu götürürken kendi çocuğunu beşiğe
bırakması olarak da düşünülmektedir.
Kırk basması, çocuğun üzerine manevi bir ağırlığın çökmesi
şeklindedir.
Loğusa anneyi veya çocuğu korkuttuklarında yani kırk bastığında çocuğun
Şekli değişir, nur suratı sapsarı olur. Kırk basan anne ve çocuk ya hastalıklı olur ya da ölür. Kırk basan
çocuğun sakat kalacağı inancı da yer almaktadır.
Kırk basmasına karsı anne ve çocuğu korumak için saç ayağı veya herhangi bir
demir, üç çörek otu, bir ekmek kırığı, bir süpürge çöpü çıkılanıp çocuğun basının
altında kırk gün tutulur. Bu çıkılanmış nesneler anneyi de korumaya almaktadır. Kırk
gün sonra bu çıkı “Hastalığın varsa aksın gitsin.” denilerek akan sulara bırakılır.
Loğusa anne ve çocuk yalnız bırakılmaz.
Anne bir nedenden ötürü çocuğu yalnız bırakacak ise çocuğun yanına bir
süpürge koyar. Böylece yalnız kalan çocuk korumaya alınır. Kırk basmaması için annenin ve çocuğunun yastığının altına ekmek, bıçak, çörek otu konur. Bunun yanı sıra annenin yastık altına altın, gümüş, çakı,
çocuğun ise başucuna ekmek ve süpürge konur.
Doğum olan eve çok para ile girilmez ve evden çok para çıkmaz. Para loğusa
anne ve çocuğa ağır gelir ve onları kırk basar.
Kırk basan çocuk gözerin üstüne konur. Gözerin altında da kara bir tavuk
tutulur. Dua ederek kırkın tavuğa geçmesi istenir. Eğer tavuk kırkı üzerine almış ise
serbest bırakıldığında fırlayıp kaçar. Bu gerçekleşirse çocuk kırktan kurtuldu diye
düşünürsün.
Demir çift ve darı hiç kimse görmeden değirmen çarkının alt yanından çalınan
suyun içine atılır. Ardından kırk basan anne veya çocuk bu suya konulur.
Kırk basan çocuk terazide çekilir. Terazinin bir kefesine demir, diğer kefesine
de çocuk konur. “Demir mi ağır, çocuk mu ağır?” diyerek üç kere çocuk terazide çekilir.
Bu işlem sonunda demir ağır denilir. Çocuğun üzerindeki ağırlık demire geçer de demir
ağır gelirse çocuk kırktan kurtulur. Demir ağır basarsa o çocuk kırktan kurtulamadığı
için ölür. Aynı durumda gerçekleştirilen bir başka uygulama da şu şekildedir. Saban
demiri su içine konur. Saban demiri kırk gün boyunca suda bekler. Aynı zamanda kırk
gün bu su ile çocuk dualar ve sureler okuyarak yıkanır. Azalan su, üzerine eklenerek
ertesi günkü kırklama için hazır hale getirilir.
(KÜTAHYA- ŞEYHLER BELDESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Zeynep ÇANLI
GÖNDEREN:EMEL ALTUNTAŞ)