-ŞEYHLER BELDESİ-HİSARCIK-KÜTAHYA
Menkabe Metni 1
Peygamberimiz miraçtan dönerken kırklar cemine uğruyor. Kapıyı çalıyor.
İçerden “Kimsiniz?” diye ses geliyor. O da “Ben Allah’ın kulu, peygamberiyim.” diyor.
“Biz peygamber tanımıyoruz.” diyorlar. Çünkü benlik getirdi, “ben” dedi. Aslında onlar
Peygamber Efendimizi kapıdan çevirmez. Peygamber Efendimize Cebrail tarafından
“Git tekrar kapıyı çal, kendini peygamber olarak tanıtma, kul gibi tanıt.” sözü iletiliyor.
Peygamber tekrar gidiyor. Kapıyı çalıyor. İçeriden “Kimsiniz?” diye ses geliyor. Bu kez
Peygamberimiz “Ben sizler gibi Allah’ın kuluyum.” deyince kapı açılıyor içeri giriyor.
Oradakilere “Siz kimsiniz?” diye soruyor. “Biz kırklarız.” diyorlar. Peygamberimiz
kırklar cemindekilere nazar ediyor, sayıyor “Siz otuz dokuz kisisiniz.” diyor. Çünkü
Selmanı Farisi dışarıdaymış. “Birimiz dışarıda.” diyolar. “Ben sizden bir isaret
istiyorum” diyor. Kırklar ceminden Hz.Ali “Bizim birimiz kırk, kırkımız bir.” diyor.
Hz. Ali neşteri alıyor, parmağını kesiyor. O anda otuz dokuzundan kan geliyor.
Pencereden de bir tane kan damlıyor. O kan da Selmanı Farisi’ninmis. Orda Peygamber
Efendimizle kırklar semahını dönüyorlar. Bizim döndüğümüz de kırklar semahıdır. O
semahta Peygamberimizin basındaki sarık düsüyor. Kırklar, sarığı kırk parçaya bölüyor.
Kırklar cemindekilerden her biri bir parçayı kemer yapıp beline sarıyor. Bizim belimize
bağladığımız kemerbest de buradan gelmiştir.
Menkabe Metni 2
Peygamber Efendimiz miraca çıkarken göğün dördüncü katında heybetli,
güçlü bir aslan görüyor. Peygamber Efendimiz aslanı görünce çok etkileniyor. Hatem
yüzüğünü çıkarıp aslana veriyor. O aslan aslında Hz. Ali imis. Peygamber Efendimiz
bunu anlamamıs. Hz. Ali kırklar ceminde Peygamber Efendimizin yüzüğünü ona geri
veriyor. Bu yüzden O günden sonra Hz. Ali için hep Allah’ın aslanı
denilmektedir.
Menkabe Metni 3
Kırklar ceminde Peygamber Efendimizin önüne bir üzüm tanesi geliyor.
Peygamber Efendimiz bu tek üzüm tanesini kırklara yetirmeyi düsünerek ağır alıyor.
Cebrail tarafından “Sana bir gümüsten tabak verecem o taneyi al onu ez, üzüm suyunu
kırkına içir.” deniliyor. Gümüs tabak içerisinde tek üzüm tanesi eziliyor. Bu üzüm
tanesinin suyunu kırklar elden ele dolastırarak içiyor. Üzüm suyu kırkına da yetiyor.
Cemlerde sunulan bengür serbeti kırklarda ezilen o serbettir.
Menkabe Metni 4
Peygamber Efendimiz birgün sohbet ederken “Benim cenazemde bulunmayan
benden sefaat beklemesin.” demis. Onun cenazesinde Hz Ebubekir ve Hz. Ömer
bulunamamıs. Onlar halifelik kavgası ederken çevresindekiler Peygamber Efendimizi
defnetmisler. Biri gelmis, onlara “Siz ne duruyorsunuz? Peygamberi defnetmisler.”
demis. Onlar da Hz. Ali’nin yanına gidip Peygamber böyle böyle demisti, diye hatırlatıp
“Biz onu çıkaracağız, yeniden gömücez.” demisler. Hz. Ali onlara “Biz her vazifesinin
yaptık, çıkaramazsınız.” demis. Çıkarıdın çıkaramazdın derken Hz. Ali,
Peygamberimizin mezarının üzerindeki tahtadan kılıcı tutmus, tahtadan ata binmis. Hz.
Ebubekir ile Hz. Ömer’in üzerine giderken Hz Ebubekir Hz. Ömer’e “Dur! Peygamber
Efendimiz Ali topraktan ata biner de tahtadan kılıcı eline alırsa Ali’nin üzerine
varmayın. Dünya fetholur, tersine döner, demisti. Ali topraktan ata bindi. Tahtadankılıcı da eline aldı. Dünya fetholur.” demis. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer geri
çekilmisler.
Menkabe Metni 5
Kurduğumuz sofra Hz. Ali’nin sofrasıdır. Gökten inen Tanrı misafirleri üç
gün, üç gece Hz. Ali’ye misafir oldu. Hz. Ali ve Fatıma Ana üç gün, üç gece misafirlere
kendi yiyeceklerini yedirdiler. Fadime Ana evdeki tek bir okka unu ekmek yaptı,
misafirlere sundu. Kendileri de aç kalıp oruç tuttular. Sabır sahibi oldular. Misafirler
sofraya neden oturmadıklarını sorunca “Biz yedik, içtik.” dediler. Cenabı Allah, gelen
misafirlerinin karnını doyurmak için Hz. Ali ve Fatma Ana’nın üç gün, üç gece oruç
tuttuğunu gördü. Meleklerine “Hz. Ali’nin evine Cenneti âlâdan bir tepsi yemek
indirin.” dedi. Cennetten Hz. Ali’nin evine yemekler indi. Hz. Ali “Ya Resul Allah bu
yemek ne?”dedi. “Ya Ali, senin sabrının, misafirseverliğinin karsılığı.” dedi. O günden
sonra sabır ile yenen bütün yemekler Hz. Ali’nin sofrasıdır.
Menkabe Metni 6
Hacı Bektasi Veli, Ahmet Yesevi’nin. en çalıskan öğrencisiymis. Hacı Bektasi
Veli’nin babası hacıya gitmis. Hacı Bektasi Veli’nin annesi birgün helva “Ah, benim
kocam su helvayı yese!” demis.O zaman da Hacı Bektasi Veli “Ya anne, helvayı sen
tabağa koy, ben iletiyim.” demis. O zat babasının yanına o anda helva tüte tüte varmıs.
Hacı Bektasi Veli’nin babasının yanına varması o kadar kısa zamanda olmus ki
helvanın dumanı hâlâ tütmeye devam ediyormus. Hacı Bektasi Veli’nin babası hacdan
dönünce esine “Tüte tüte helvayı yedim.” demis. Bir de torbasından helvanın tasını
çıkarmıs. Kadın da “Hacı hacı değil, hacım hacı.”demiş.
(KÜTAHYA- ŞEYHLER
(Yüksek Lisans Tezi)
Zeynep ÇANLI
GÖNDEREN:EMEL ALTUNTAŞ)
-ŞEYHLER BELDESİ-HİSARCIK-KÜTAHYA
Menkabe Metni 1
Peygamberimiz miraçtan dönerken kırklar cemine uğruyor. Kapıyı çalıyor.
İçerden “Kimsiniz?” diye ses geliyor. O da “Ben Allah’ın kulu, peygamberiyim.” diyor.
“Biz peygamber tanımıyoruz.” diyorlar. Çünkü benlik getirdi, “ben” dedi. Aslında onlar
Peygamber Efendimizi kapıdan çevirmez. Peygamber Efendimize Cebrail tarafından
“Git tekrar kapıyı çal, kendini peygamber olarak tanıtma, kul gibi tanıt.” sözü iletiliyor.
Peygamber tekrar gidiyor. Kapıyı çalıyor. İçeriden “Kimsiniz?” diye ses geliyor. Bu kez
Peygamberimiz “Ben sizler gibi Allah’ın kuluyum.” deyince kapı açılıyor içeri giriyor.
Oradakilere “Siz kimsiniz?” diye soruyor. “Biz kırklarız.” diyorlar. Peygamberimiz
kırklar cemindekilere nazar ediyor, sayıyor “Siz otuz dokuz kisisiniz.” diyor. Çünkü
Selmanı Farisi dışarıdaymış. “Birimiz dışarıda.” diyolar. “Ben sizden bir isaret
istiyorum” diyor. Kırklar ceminden Hz.Ali “Bizim birimiz kırk, kırkımız bir.” diyor.
Hz. Ali neşteri alıyor, parmağını kesiyor. O anda otuz dokuzundan kan geliyor.
Pencereden de bir tane kan damlıyor. O kan da Selmanı Farisi’ninmis. Orda Peygamber
Efendimizle kırklar semahını dönüyorlar. Bizim döndüğümüz de kırklar semahıdır. O
semahta Peygamberimizin basındaki sarık düsüyor. Kırklar, sarığı kırk parçaya bölüyor.
Kırklar cemindekilerden her biri bir parçayı kemer yapıp beline sarıyor. Bizim belimize
bağladığımız kemerbest de buradan gelmiştir.
Menkabe Metni 2
Peygamber Efendimiz miraca çıkarken göğün dördüncü katında heybetli,
güçlü bir aslan görüyor. Peygamber Efendimiz aslanı görünce çok etkileniyor. Hatem
yüzüğünü çıkarıp aslana veriyor. O aslan aslında Hz. Ali imis. Peygamber Efendimiz
bunu anlamamıs. Hz. Ali kırklar ceminde Peygamber Efendimizin yüzüğünü ona geri
veriyor. Bu yüzden O günden sonra Hz. Ali için hep Allah’ın aslanı
denilmektedir.
Menkabe Metni 3
Kırklar ceminde Peygamber Efendimizin önüne bir üzüm tanesi geliyor.
Peygamber Efendimiz bu tek üzüm tanesini kırklara yetirmeyi düsünerek ağır alıyor.
Cebrail tarafından “Sana bir gümüsten tabak verecem o taneyi al onu ez, üzüm suyunu
kırkına içir.” deniliyor. Gümüs tabak içerisinde tek üzüm tanesi eziliyor. Bu üzüm
tanesinin suyunu kırklar elden ele dolastırarak içiyor. Üzüm suyu kırkına da yetiyor.
Cemlerde sunulan bengür serbeti kırklarda ezilen o serbettir.
Menkabe Metni 4
Peygamber Efendimiz birgün sohbet ederken “Benim cenazemde bulunmayan
benden sefaat beklemesin.” demis. Onun cenazesinde Hz Ebubekir ve Hz. Ömer
bulunamamıs. Onlar halifelik kavgası ederken çevresindekiler Peygamber Efendimizi
defnetmisler. Biri gelmis, onlara “Siz ne duruyorsunuz? Peygamberi defnetmisler.”
demis. Onlar da Hz. Ali’nin yanına gidip Peygamber böyle böyle demisti, diye hatırlatıp
“Biz onu çıkaracağız, yeniden gömücez.” demisler. Hz. Ali onlara “Biz her vazifesinin
yaptık, çıkaramazsınız.” demis. Çıkarıdın çıkaramazdın derken Hz. Ali,
Peygamberimizin mezarının üzerindeki tahtadan kılıcı tutmus, tahtadan ata binmis. Hz.
Ebubekir ile Hz. Ömer’in üzerine giderken Hz Ebubekir Hz. Ömer’e “Dur! Peygamber
Efendimiz Ali topraktan ata biner de tahtadan kılıcı eline alırsa Ali’nin üzerine
varmayın. Dünya fetholur, tersine döner, demisti. Ali topraktan ata bindi. Tahtadankılıcı da eline aldı. Dünya fetholur.” demis. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer geri
çekilmisler.
Menkabe Metni 5
Kurduğumuz sofra Hz. Ali’nin sofrasıdır. Gökten inen Tanrı misafirleri üç
gün, üç gece Hz. Ali’ye misafir oldu. Hz. Ali ve Fatıma Ana üç gün, üç gece misafirlere
kendi yiyeceklerini yedirdiler. Fadime Ana evdeki tek bir okka unu ekmek yaptı,
misafirlere sundu. Kendileri de aç kalıp oruç tuttular. Sabır sahibi oldular. Misafirler
sofraya neden oturmadıklarını sorunca “Biz yedik, içtik.” dediler. Cenabı Allah, gelen
misafirlerinin karnını doyurmak için Hz. Ali ve Fatma Ana’nın üç gün, üç gece oruç
tuttuğunu gördü. Meleklerine “Hz. Ali’nin evine Cenneti âlâdan bir tepsi yemek
indirin.” dedi. Cennetten Hz. Ali’nin evine yemekler indi. Hz. Ali “Ya Resul Allah bu
yemek ne?”dedi. “Ya Ali, senin sabrının, misafirseverliğinin karsılığı.” dedi. O günden
sonra sabır ile yenen bütün yemekler Hz. Ali’nin sofrasıdır.
Menkabe Metni 6
Hacı Bektasi Veli, Ahmet Yesevi’nin. en çalıskan öğrencisiymis. Hacı Bektasi
Veli’nin babası hacıya gitmis. Hacı Bektasi Veli’nin annesi birgün helva “Ah, benim
kocam su helvayı yese!” demis.O zaman da Hacı Bektasi Veli “Ya anne, helvayı sen
tabağa koy, ben iletiyim.” demis. O zat babasının yanına o anda helva tüte tüte varmıs.
Hacı Bektasi Veli’nin babasının yanına varması o kadar kısa zamanda olmus ki
helvanın dumanı hâlâ tütmeye devam ediyormus. Hacı Bektasi Veli’nin babası hacdan
dönünce esine “Tüte tüte helvayı yedim.” demis. Bir de torbasından helvanın tasını
çıkarmıs. Kadın da “Hacı hacı değil, hacım hacı.”demiş.
(KÜTAHYA- ŞEYHLER
(Yüksek Lisans Tezi)
Zeynep ÇANLI
GÖNDEREN:EMEL ALTUNTAŞ)