NOT: Aşağıda göreceğiniz sorular, yönlendirme ve konuyu açma amaçlıdır. Yazacağınız cevapların uzun ve ayrıntılı olması, fotoğraf ve videolarla desteklenmesi, hatta yeri geldiğinde konunun dışına çıkılması, cevaplarınızı zenginleştirmiş olacaktır.

12 Comments

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 19:40 - Cevapla

    Coğrafi Özellikleri
    Hisar köyünün; doğusunda Gercüş, batısında Mardin, güneyinde Nusaybin, kuzeyinde Batman bulunmaktadır. Etrafı alçak dağlarla çevrili bir ova oluşturan köyün etrafında herhangi bir su kaynağı bulunmamaktadır. Karasal iklimin özellikleri görülmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer. Seyrek bir bitki örtüsüne sahiptir. Mardin’in Midyat ilçesi ve bağlı olduğu Batma’nın Gercüş ilçesi, köye en yakın ilçelerdir. Yaklaşık uzaklıklar: Gercüş:14 km-Midyat:25km
    Köyün etrafında kurulan üç komşu köy bulunmaktadır.(Bunlar: kırkat, Karapınar ve taşçı köyleridir.) Yeryüzü şekillerinin sade olması sebebiyle herhangi bir ulaşım sorunu yaşanmamaktadır. Köyün toprakları tarım açısından verimlidir. Fakat sulama sıkıntısı olduğu için genellikle buğday ve arpa ekilir. Köyün etrafında ki dağların yüksekliği azdır. Yeraltı su kaynakları zengindir köyün ve tarlaların birçoğunda sulama kuyuları bulunmaktadır. Bitki örtüsü meşe, palamut, gibi kısa boylu ağaçlardan oluşmaktadır. Kışları sert geçse de kar yağışı fazla görünmez; yazları ise sıcak ve kurak geçer. En çok yağış sonbahar mevsiminde görülür.

    Fotoğraf/Dosya: 2013-07-03 17.54.06

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 19:43 - Cevapla

    Göçler ve Sebepleri
    Nüfus Bilgileri
    1990: 2525 Kişi
    2007: 1630 Kişi
    2010: 1319 Kişi
    2012: 1198 Kişi (612 kadın-586 erkek)
    Köy ilk kurulduğu zamanlarda 400 haneden oluşmaktaymış. Zamanla küçülerek günümüzde 150 haneye kadar düşmüştür. Bu küçülmenin sebeplerini sorduğumuzda şu cevapları aldık:
    -Kuraklığın çok yüksek seviyelere ulaştığı dönemlerde insanlar yiyecek bulamadığı ve üretim yapamadığı için köyü terk etmek durumunda kalmışlar.
    -Eskiden her köylünün toprağı olmazdı bazıları başkalarının toprağını ekip biçerek geçimini sağlamaktaydı bu durum insanları göçe sürekledi.
    -Şehir hayatının cazibesi ve insanların şehirlilere özenmesi…
    -Eskiden köy ağası vardı ve ağa köy halkına baskı uygulamaktaydı bu bakıdan bıkan insanlar göç etmek durumunda kalmıştır.
    -Bir dönem siyasi sorunlar yaşanmış ve bu yüzden insanlar göç etmek durumunda kalmıştır.
    Son dönemler de iç göçler görülmektedir. Ekonomik olarak şehirde barınamayan insanlar köye göç etmektedirler.
    Ulaşım
    Yeryüzü şekilleri bakımından sade olduğu için herhangi bir ulaşım sorunu yaşanmamaktadır. Köy ilçeye giden karayolunun kenarında kurulmuştur. Bu durum ilçeyle olan ulaşımı daha da kolaylaştırmıştır. Belediye kurulmadan önce iki tane köy dolmuşu vardı. Belediyenin kurulmasıyla belediyeye ait birde halk otobüsü hizmete girmiştir. Eskiden komşu köylerle ulaşım at ve eşeklerle yapılırken günümüzde yolların düzeltilmesiyle araçlar kullanılmaya başlanmıştır. Köyün etrafında yüksek dağlar bulunmamaktadır.
    Fakat çoğu toprak tarım toprağı olduğu için ulaşım yolları kısıtlanmıştır. Köy Batman’nın Gercüş ilçesine bağlıdır. Köye en yakın merkez Gerçüş ilçesidir. Yaklaşık uzaklığı 14km’dir.
    Sağlık Kuruluşları
    Belediye kurulmadan önce resmi olarak herhangi bir sağlık kuruluşu bulunmamaktaydı. İnsanlar herhangi bir sağlık sorununda kocakarı yöntemlerine ve kırıkçıkıkçılara başvururlardı. Belediyenin kurulmasıyla birlikte köyün girişine bir sağlık evi kuruldu ve sağlık ocağı açıldı. Fakat bu kuruluşlar yeterli görülmüyor. Ciddi bir sağlık sorunuyla karşılaşıldığında köye en yakın yerleşim yeri olan Gerçüş’e gidilmektedir. Belediyenin kuruluşuyla halka verilen sağlık ve eğitim hizmetleri kuruluşları artmıştır. Bu alanlarda yapılan çalışmalar sürdürülmektedir. Sağlık ocağı ve sağlık evinde çalışan memurlar için lojmanlar yaptırılmıştır.

    Fotoğraf/Dosya: 300813_236260946425511_461057063_n

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 19:50 - Cevapla

    Tarihi Özellikleri
    Köyün kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, yapılan arkeolojik çalışma sonucu 3.500 yıllık bir tarihi olduğu düşünülmektedir. Köye ilk önce Yezidiler daha sonra Ermeniler ve son olarak da Müslümanlar yerleşmişlerdir. Üç farklı inanca mensup insanların yaşadığı bu yerde dini yapılar dikkati çekmektedir. Şuan harabeye dönüşen bu ibadethane üç inancında ortak noktası olmuştur.
    Kadın ve erkeğin aynı çatı altında farklı bölmelerde ibadet ettikleri bu mabet köyün en değerli tarihi yapıtıdır. Eski zamanlarda köyde çok zengin bir şahın yaşadığı söylenmektedir. Bu şah öylesine varlıklıymış ki kaşıkları bile altındanmış. Bu sebeple köye ‘’altınkaşıklılar köyü’’ denilmiştir. Köyün en değerli tarihi yapıları arasında taştan yapılmış kale de yer almaktadır. Rivayete göre bu kale köy halkı tarafından elden ele dağdan taş taşınmasıyla inşa edilmiştir.
    Eğitim ve Öğretim Durumu
    Yaklaşık olarak altı yüz öğrenci bulunmaktadır. Eski okul binasının yetersizliği sebebiyle Gercüş İlçe Bakanlığı tarafından yeni bir okul binası inşa edilerek öğrencilere rahat bir eğitim öğretim fırsatı sunulmuştur. Komşu köylerden de öğrenci gelmektedir. Bu sebeple öğrenci sayısı fazladır. Öğretmenler için inşa edilen bir lojman bulunmaktadır. Köy halkı eğitim ve öğretime önem vermektedir. Kız çocuklarının okuma yazma öğrenmesine fırsat verilirken köy dışında okumalarına olumlu yaklaşılmamaktadır. Yeni okul binasının yapılmasıyla eğitim öğretim seviyesi yükselmiş ve öğrenciler daha rahat bir ortamda eğitim hayatını sürdürme imkanı bulmuşlardır. Köye yardım kuruluşları tarafından öğrenciler için okul malzemeleri gönderilmektedir. Anasınıfı eğitimi bulunmamaktadır. Çocuklara geç yaşta okula gönderilirler.(7-8 yaş)

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 19:54 - Cevapla

    Tarım
    Başlıca tarım araçları şunlardır:
    -Biçer
    -Patoz
    -Yaba
    -Kalbur
    -Orak
    -Nacak
    -Traktör
    -Tırmık
    -Kara kazan

    Ticareti yapılan tarım ürünleri: Buğday-saman-arpa-mercimek-üzüm-soğan
    İhtiyaca dayalı tarım ürünleri: Kavun-karpuz-nohut-badem-ceviz-susam-erik-armut-acur-gül-kayısı
    Baharın gelişiyle topraklar sürülür.(Ekonomik durumu iyi olanlar traktörle toprağı sürerken bir kısım köylü at veya öküz ile toprağını sürer)Toprağın verimliliğini sağlamak için iki yılda bir nadasa bırakılır. Genellikle organik gübre kullanılmaktadır. Köyde iki harman yeri bulunmaktadır. Bu yerler köyün ortak malı olarak kabul edilir. Patoz çekme işlemi bu alanlarda sırayla yapılır.
    Başlıca tarım ürünleri şunlardır:
    -Buğday-arpa-mercimek-nohut-üzüm
    -İncir-badem-ceviz-kavun-karpuz-acur-soğan-susam

    Fotoğraf/Dosya: 2013-07-03 18.00.57

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 19:56 - Cevapla

    Evlerin Yapısı ve Yapı Malzemeleri
    Evler genellikle kerpiçten yapılmıştır. Hem iktisadi bakımdan ucuz, hem de kışın sıcak tuttuğu için kerpiçten evler tercih edilmiştir. Kerpiç: Duvar örmek için kullanılmak üzere tahta kalıplara dökülerek güneşte kurutulmuş balçığa denir.

    Kerpicin Yapılışı
    Çamur, saman ve ot karışımı kalıplara dökülerek iyice karılır. Dinlenmeye bırakılır ve tekrar karılır. Çamur hazır hale geldiğinde kalıplara dökülür. Kalıplarla beraber güneşte bekletilir. Hafif kurumaya başlayınca kalıplardan çıkartılır. Tam kuruyunca yapıya hazır hale gelir. Kerpiçler üst üste konulurken araya çamur sıva yapılır.
    Genellikle evler kerpiçten yapılmıştır. Fakat son dönemlerde betondan evler yapılmaya başlanmıştır. Bunun sebebi kerpicin yapımının zor olması ve kerpiçten ev yapabilen insanların yaşlanması ve azalmış olması…
    Evin ya da ambarın çatısı yapılırken palamut ağacının (yemiş) dalları kullanılır. Kütüklerin üzerine serilen palamut dallarının üzerine samanla karıştırılan çamur serilir ve kuruması beklenir. Yazın tarlada çalışırken güneşten korunmak için palamut ağacının dallarından çadır şeklinde bir korunak yapılır. Kapılar ve anahtarlar tahtadan yapılmıştır.

    Fotoğraf/Dosya: kerpic

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 19:59 - Cevapla

    Hayvancılık
    -Büyükbaş hayvanlar: Öküz-boğa-dana
    -Küçükbaş hayvanlar: Keçi-koyun-koç-kuzu
    -Kümes hayvanları: Ördek-kaz-tavuk-horoz-hindi
    -Büyükbaş hayvanların sayısı azdır. Daha çok küçükbaş hayvancılık yapılmaktadır.
    -Keçi ve koyun sayısı en fazla olan hayvanlardır.
    -Hayvan ticareti yaygın değildir.
    Yardımlaşma
    Köyde resmi olarak her hangi bir yardımlaşma kuruluşu yoktur. İnsanlar kendi arasında sistemli bir şekilde bir birine yardım ederler. Komşuluk ve akrabalık ilişkisi gelişmiştir. Bakacak kimsesi olmayan yaşlı insanlara başta komşuları olmak üzere bütün köy halkı yardımda bulunmaktan çekinmez. Hasat zamanında bütün köy birlik olur ve birbirine yardımcı olurlar. Bu yardımlaşma karşılıklı yapılır. Toprağını ekip biçmekte zorlanan kişiler küçük bir pay karşılığında toprağını köy halkından birine ekip biçtirirler. Köyün gençleri Hasat zamanında hiç boş durmazlar kimin yardıma ihtiyacı varsa onlara yardım ederler. Aileleri tarafından köylüye yardıma gönderilirler. Resmi işlerde köy halkına muhtar yardım etmektedir. Günümüzde belediyenin kurulmasıyla birlikte yardımlaşma ve dayanışma resmi bir boyut kazanmaya başlamıştır.

    Fotoğraf/Dosya: 2013-07-04 10.13.50

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 20:00 - Cevapla

    Tarım ve Hayvancılıkta Kullanılan Eşyalar
    Tarım ve hayvancılıkta kullanılan eşyalar genel olarak demir ve tahtadan yapılmış eşyalardır.
    Başlıca tarım araçları:
    -Tahta ve demir yabalar.
    - Demirden yapılmış kazma ve kürekler
    -Demirden orak ve çekiçler
    -Pekmez yapımında kullanılan demirden yapılma büyük kazanlar
    (Bu kazanlarda buğday da haşlanır, haşlanan buğdaydan bulgur yapılır.)
    -Patoz
    -Traktör(tarla sürmek ve tarladan mahsulü almak için kullanılır)
    -Biçer

    Fotoğraf/Dosya: 2013-07-03 17.57.55

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 20:03 - Cevapla

    Başlıca mutfak eşyaları şunlardır:
    -Tahta ve demirden yapılmış kaşıklar
    -Alüminyum kapkacak ve tabaklar
    -Demirden ve alüminyumdan yapılmış maşrapalar
    -Bakırdan yapılmış leğenler
    -Bakırdan yapılma büyük siniler
    -Demirden ve alüminyumdan yapılmış tencere ve kazanlar
    -Cam bardaklar
    -Nadirde olsa plastikten yapılma mutfak eşyaları da kullanılır.

    Fotoğraf/Dosya: dsc00483_copy

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 20:05 - Cevapla

    Dövme Geleneği
    Dövme ;’’dek’’ ‘’dağ’’ olarak anılır. Dövmenin ham maddesi yeni doğum yapmış kadın sütü, hayvan ödü ve lamba isinin karışımıyla elde edilir.
    Dövme yapan erkeğe “dekkak”, bayana “dekkake”, dövme yaptıran erkeğe “medkuk”, kadına “medkuke” denir.
    Dövmelerin ne için yapıldığı sorusuna genel olarak süslenme yanıtı verilmekle beraber,60 yaş üzerindeki kadın ve erkekler uğur getirdiği, kazancı artırdığı, bereketi sağladığı inancı ile dövme yaptırdıklarını söylemektedirler. Ceylan şeklinde dövmelerde kadının kendisini ceylana benzetmesi anlamını taşımaktadır. Eldeki bütün bileği saracak dövmeler ise sadakat, bağlılık anlamına gelir. Ayak parmaklarına yapılan tarak ve makas şeklindeki dövmeler kısmetin açılması anlamını taşımaktadır. Ayrıca çocuğu olmayan kadınların bellerine yaptırdıkları dövme sayesinde çocukları olacağına ilişkin inanç da mevcuttur.
    Motiflerdeki farklılığı belirleyen en önemli faktör cinsiyettir. Kadınlar tarafından özellikle çene, çene altı, ayak bileği, boyun, göğüs ve el üstlerinde tercih edilmekte, erkeklerde ise burun üzeri ve alın ortasında, el üstlerinde, el bileğinde ve kollarda dövmeye rastlanmaktadır.
    Dövmeler, 18-20 yaş civarı genç kızlarda yalnız sağ yanakta bir nokta şeklinde yer almaktadır
    Dövme geleneği bayanlar arasında daha yaygındır. Erkeklerde daha çok şakaklarda ve kollarda yoğunlaşan Arap harfleriyle yazılmış isim ve ibarelere, aslan, yılan, ay gibi şekillere rastlanır.
    Hukuki İşaretler
    Hayvanlarını ayırt edebilmek için her aile kendi işaretiyle hayvanı damgalar. Böylelikle hayvanın hangi aileye ait olduğu bilinir. Toprak sınırlarında komşu tarlalar belirli işaretlemelerle birbirinden ayrılır. Üçtaş üst üste konularak sınırlar belirlenir.

    Fotoğraf/Dosya: dovme2

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 20:06 - Cevapla

    Kadın Giysileri
    -Sırta giyilenler: Fistan, şalvar, (İç donu) Kuşak ve yelek
    -Ayağa giyilenler: Yün çorap, kundura ve kara lastik
    -Takilar: Dizili altın, gümüş gerdanlık
    -Süsler: Sürme ve hızma
    -Saç şekilleri: Örgülü saç
    Başa Giyilenler
    -Kofi(püsküllü): Kadınların başına giydikleri, yan tarafları örgülü siyah saçaklı, saçaklar yanlardan sarkık ve serbest biçimdeki kadın başlığı, kadın boynuna olduğundan biraz daha uzun göstermesi bakımından önemlidir. Kofinin ön yüzeği altınla süslenir.
    -Tülbent (terhi–çarik): Beyaz renkli, etrafı çeşitli renklerle, boncuk oyalıdır.(Dul ve yaşlı kadınların tülbendi sadedir.)
    Sırta Giyilenler
    -Fistan (kıras):Siyah zemin üzerine, parlak desenli, işlemeli kâdife kumaş, belde küçük pilelidir. Bol kollu, büzgülü ve manşetlidir. Ensede üç düğmeli ve sıfır yakalıdır.
    -Şalvar (derpi):Basma renklidir ve paçaları lastiklidir.
    -Yelek: Kırmızı renkli, süet kumaştan yapılmış, kenarları sarı işlemelidir.
    -Kuşak: İpek kumaştan yapılmıştır ve Sarı renklidir.
    Ayağa Giyilenler
    -Çorap (gore):Yünden örme, düz veya işlemelidir.
    -Kundura ve kara lastik: Açık renkli olup, poçiksizdir.

    Fotoğraf/Dosya: 648381-gumus-hizma

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 20:10 - Cevapla

    Yemek Çeşitleri ve Tarifleri
    Genellikle etli yemekler tüketilir. Başlıca yemek çeşitleri şunlardır:
    -Etli dolma
    -Yaprak sarma
    -Türlü (tirşik)
    -Bulgur pilavı (en çok tüketilen yemektir.)
    -Şam böreği
    - Haşlama
    -Kızartma
    -Karnıyarık
    -İmambayıldı
    - Kuru fasulye
    - Mercimek çorbası
    -İçli köfte
    -Mehir
    -Yeşil mercimek
    -Mumbar dolması
    -Etli nohut
    -Kelle paça
    -Mantar çorbası
    -Bamya
    -Ispanak
    -Karnıbahar…

    Ekmek Çeşitleri
    -Tandır ekmeği
    -Gözleme
    -Bazlama
    -Katmerli ekmek
    Yemekle Tüketilen Gıdalar
    -Turşu
    -Tere out
    -Soğan
    -Ayran
    -Cacık

    Tandırın Yapısı
    Tandır, topraktan 100cm. derinliğinde 120cm. çapıında yapılır. Tandır çoraktan ve kadın ustalar tarafından yapılır. Çorak samana karıştırılarak ıslatılır karıştırılır ve temizlenir. Tandır plakalar yapılarak alttan yukarı doğru çember sekline getirilerek yapılması sağlanır. Tandır ağız kısmi daraltılarak bir simit seklini andıracak şekilde yapılır. Daha sonra tandır duvarını sertleştirmek amacıyla iki gün tezek talaş ile normal ısı verecek şekilde yakılır. Böylece tandır çamuru hem kurumuş hemde sertleşmiş olur.

    Tandır Ekmeği
    Tandır ekmeği hamuru genelde mayalı olarak hazırlanır, ekşimiş olan hamuru tandıra uzun bir sekil verilerek yapıştırılır. Tandırın ilk yanışından lavaş yapılır. Mayasız olacaksa kete yapılır. Kete (hamurun içine yumurta, yoğurt, süt gibi malzemelerle yapılır)
    Malzemeler:
    Yeteri kadar un
    Su
    Tuz
    Maya

    Yapılışı:
    Büyükçe bir kabın içine yarım torba un dökülür, tuz bir avuç kadar, maya ise bir yemek kaşığı kadar atılır. Daha sonra yavaş yavaş ılık su dökülür ve yoğrulur hepsini ıslatıldıktan sonra asıl yoğrulma işlemi başlar bir saate yakın yoğrulduktan sonra kıvamına gelir kıvamına gelen hamur üstü düzeltilir hafiften un serpilir ve üzeri örtülür Kıvamına gelinceye kadar iki veya üç saat beklenir kıvamına gelince tandıra götürülür. Genellikle iki veya üç kadın tarafından yapılır. Birisi yün yumağı büyüklüğünde hamur yapar öbürü loş haline gelinceye kadar hamuru açar üçüncüsü ise mezrik le tandıra vurur beş dakika yufkalar tandırda bırakılır kızarınca koparılır ve ekmek hazır olur. Uzun bir süre tazeliğini kaybetmez

    Fotoğraf/Dosya: image011

    yusuf gülseren - 03 Temmuz 2014 at 20:12 - Cevapla

    Bayram ve Dini Törenler
    İslami inançlar doğrultusunda bayramlar kutlanır.(Ramazan ve kurban bayramı)
    Bayramlarda arabalar birbirini ziyaret ederler, küskünlük ve kırgınlıklar bu özel günlerde son bulur. Büyüklerin elleri öpülür, çocuklar sevindirilir. Bayram günlerine özel yemekler yapılır ve bu günlere özel kıyafetler giyilir.
    Dini bayramların yanı sıra yılbaşları da kutlanır. Yılbaşında komşular birbirini ziyaret eder. Çocuklar yüzlerini boyayarak ya da kadın kılığına girerek evleri dolaşıp yemiş isterler
    Dini Törenler
    Kandiller (Mevlit kandili, Hicri yılbaşı, Regaip kandili, Miraç kandili, Berat kandili, Kadir gecesi, Aşure günü) camide ve evde yapılan ibadetlerle kutlanır.
    Bu günlere özel yemek yapılır, çocuklara şeker ve bisküvi dağıtılır… Ölülere dua okunur, mezarlık ziyaretti yapılır…
    Evlilik Düğün ve Nişan Gelenekleri
    Kız Görme ve Kız İsteme Geleneği
    Evlenmeler, görücü usulü ile yapıldığı gibi, gençlerin birbirlerini görüp tanımaları ile de yapılmaktadır. Evlenmede görücü usulünü anlatacak olursak; erkek tarafı görücü gözüyle kız evine gider. Gelinlik kız tarafından sunulan kahveyi içerek kızı değerlendirirler. Kızı tekrar görmek isterlerse su isterler. Erkek tarafını temsilen yaşlı bir kadın, su getiren gelin adayının fiziğini süzer. Yürüyüşünü inceler, hafif seslenişle işitme özelliğini, ayrılırken de öperek ağız kokusunun olup olmadığını öğrenmeye çalışırlar.
    Görücü kız evinden ayrılırken, kendi aralarında beğendikleri kızı kimin için isteyeceklerini istenildiği takdirde verilip verilmeyeceği hususunu kız yakınlarından sorup öğrenirler. Erkek tarafı bazen aracı kullanarak kız tarafından kız istemek üzere evlerinde çay içmeye gelip gelmeyeceklerini ve gün vermelerini isterler. Kız tarafı gerekli araştırmayı yapmak için; ‘’-Biz de aile arasında konuyu düşüneceğiz’’ diyerek zaman isterler. Kız tarafı isteği uygun görürse erkek tarafının aracısı ile çay içmek için misafir oldukları günü bildirirler. Bu da kızın verileceğinin teyidi olur. Erkek tarafı imam ile birlikte birkaç kişilik grupla kız evine gider. Kız istenir ve söz kesilir. Bundan sonra nişan ve düğün yapılır. Düğünler genelde Perşembe ve Cumartesi günleri başlar. Takip eden günlerde devam eder. Düğünlerde davul, zurna, tef, kemençe ve kaval çalınmaktadır. Başlık parası geleneği: Eski adetlerin yerini yeni değer yargılarının aldığı görülmektedir. Başlık parası kısmen kalkmıştır Köy bazında özelliğini muhafaza eden başlık geleneği, başlık parası alan kız tarafının bu paranın üstüne ilaveler yaparak geline çeyiz yapması suretiyle sürdürülmektedir.

    Evliliğe Giden Süreç
    - Düğün öncesi
    -Görücülük (kız veya oğlan beğenme)
    -Dünür gitme
    -Söz kesme
    -Şerbet
    -Nişan
    -Düğün okuntusu
    -Çeyizin gitmesi ve sergilenmesi
    -Düğün
    -Kına gecesi
    -Kız kınası
    -Gelin çıkartma
    -Nikâh
    -Gerdek
    Erkekler genellikle asker dönüşünde kızlar ise 17 – 20 yaş arasında evlenmektedir. Erkek ile kız arasında genellikle iki veya üç yaş fark olur.
    Geleneksel görücü usulü ile evlenmede erkek tarafı daha fazla insiyatife sahiptir. Çünkü genelde erkek tarafı gidip kız beğenir ve ister…
    Evlenme çağına gelen delikanlı ve genç kızlar ailesine evlenme isteğini çeşitli yollarla anlatırlar. Oğlan, evlenme isteğini ilk önce (varsa) kız kardeşine yoksa annesine açar. Annesine: “Anne sana bir yardımcı lazım, kaynana olacaksın!” gibi sözlerle bunu ifade eder. Ayrıca evlenme isteğini dolaylı yollardan da gösterebilir; Mesela pilavın içine bir kaşığı dik şekilde bırakarak sofradan kalkar. Bu hareketler sonucunda aile bir karara varır. Oğlanın evlenmesinde aile tarafından bir sakınca görülürse bu ona genellikle annesi aracılığıyla anlatılır. Sakıncalar arasında maddi durumlarının iyi olmaması, gencin askerliğini yapıp yapmaması gibi sorunlar gösterilebilir. Köyde erkek çocukları genellikle askerliklerini yaptıktan sonra evlendirilir. Geleneksel köy düğünü içinde ebeveynlerin(Anne ve baba) rolü büyüktür. Genç delikanlının; annesi veya kız kardeşi aracılığıyla bir sevdiği olup olmadığı öğrenilir, eğer yoksa annesi gence bir kız bulmaya çalışır. Görücülüğün aslını, evlenecek erkeğin aile üyeleriyle, akraba ve komşularından seçilen birkaç kadının daha önceden üzerinde durulan veya tanıdıklarınca önerilen kızın evini ziyaret edip, hem kızı yakından incelemeleri, hem de niyetlerini belli etmeleri oluşturmaktadır. Buna ‘kız bakma, görücü çıkma, dünür gezme’adları verilmektedir. Bunun yanında köyde; düğünlerde, bayramlarda, toplu ziyaretlerde veya köy içlerinde gençler birbirlerini görüp beğenebilirler. Çevre köylerden birisinde uygun bir kız bulununca; büyükleri kızı görmeye gider. Kız evine gelen dünürcüler hoş sohbet ile söze başlarlar. Kimi zaman kızı görmek için de kız evine gidildiğinde çeşitli bahaneler uydurulur.(Kayıp hayvan aramak gibi)Dünürcülerle birlikte genç delikanlı da kız evine gider. Buradaki amaç ona kızı beğendirmektir. Genç delikanlı ancak kendisine soru sorulduğu zaman konuşur. Büyüklerinin yanında konuşmak uygun görülmez. Eğer kız ve delikanlı birbirlerini bu ilk görmede beğenirlerse, bundan sonra iki taraf da birbirleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışır. Genellikle ailenin yakınındaki dostları veya komşuları aracılığıyla karşı taraf araştırılır. Bu araştırmalar sonucunda oğlan tarafı kızı beğenirse, güvenilir bir elçi aracılığıyla kız tarafına haber gönderir. Eğer kız tarafı da gelen bu elçiye olumlu bir cevap verirse kıza dünür (kızı istemeye gelmek) gelinmesini isteyebilir. Aradan fazla zaman geçmeden kıza dünür gidilir. Erkek tarafından dünür gidecek kişi özenle seçilir. Gidecek kişinin kız tarafınca hatırı sayılır biri olması tercih edilir. Ancak bazen kız tarafı naz yapmak için dünürcüleri kabul etmez. Bir iki ziyaretten sonra kızın verilmemesi de mümkündür.(Köyde dünür gitmek genellikle üç kere olur.)Ancak kızın verilip verilmeyeceği ilk gidilen dünürden sonra belli olur. Çünkü erkek tarafının ilk gitmesinde kız tarafı güler yüzlü, şen bir şekilde davranır, gelen misafirleri çok iyi bir şekilde ağırlarsa bu işin olacağı manasına gelir. (Yöreye uygun olarak gelenlere, yün yastıklar verilerek rahat oturmaları sağlanır, ayrıca büyük yün döşekleri serilir. Bu hareketler bu işin zor olmayacağının belirtileridir.)Eğer kız köy içindense istemeye akşam yemeğinden sonra gidilir, aksi halde öğlen gidilir. Gidenler içinden önce bir sözcü seçilir. Bu kişi, kız tarafında konuşulacak her şey için yetkilidir. Genelde de o konuşur. Bu kişiye vekil veya kâhya denir. Kız istemeye gidildiğinde öncelikle genel konular üzerinde biraz sohbet edilir. Daha sonra ise vekil, sözü asıl meseleye getirir. Çok geldik gittik, sizi rahatsız ettik: Allah’ın emri Peygamber’in kavli ile kızınızı oğlumuza istiyoruz” denir. Bunun üzerine kızın vekili ve babası‘’anasına bir soralım’’diyerek evin bir başka köşesine çekilirler. Daha sonra da kızın fikri kız kardeşi veya annesi tarafından öğrenilir. Kızın gönlü varsa, “gönlüm var beni verin” veya “annem babam bilir, onlar ne derse o olur” der. Eğer istemiyorsa yüksek sesle istemediğini belirtir. Kız tarafı, dünürcülerin yanına dönerek kararı bildirir. Eğer karar olumsuzsa“kızımız evlenmeyi düşünmüyor, kısmetinizi başka yerde arayın”denilir. Cevap olumluysa,“Allah hayırlı uğurlu etsin” gibi bir ifadeyle oğlan tarafına karar bildirilir. Bunun üzerine taraflar birbirlerini kutlarlar… Kız üstü giydirmek (elbise giydirmek): Bu gelenek; genelde düğünden bir hafta önceki Cuma günü gerçekleştirilir. Oğlanın annesi, bacısı ve yakın akrabaları, yaklaşık altı yedi kişilik bir bayan grubu, kızın evine gider. Kız evi bu gelenlerden haberdardır. Gelenler için yemekler hazırlanır ve misafirlere ikram edilir. Sıra kızın üstünü giydirmeye gelir. Kızın ablası veya yakınlarından bir bayan kızın yüzünü renkli, pullu puşi ile örtükten sonra maniler söyleyerek kızı gurubun ortasına getirir. Burada kıza alınan elbiseler kızın yanındaki bayana verilerek bir başka odada kızın elbiseleri giymesi istenir. Köyde elbise yerine üç peş denilen giysi giydirilir. Bu elbisenin giydirilmesiyle üst giydirme işlemi bitmiş olur. Bu etkinlikte kadınlar kendi aralarında eğlenirler. Üstü giydirilen gelin o akşam kendi evinde kalmaz. Varsa dayısında yoksa yakın bir akrabasında misafir edilir. Bu sırada kız yalnız değildir, varsa ablası yoksa elbise giyiminde kendisine eşlik eden bayan düğün gününe kadar gelinin yanından ayrılmaz. Kız ertesi gün evine geri döner.

    Düğün
    Bütün bu hazırlıklardan sonra düğün, oğlan evinde başlar. Köy düğünü, sabah güneşin doğmasından sonra başlar, Düğünlerde genellikle oyun havaları zurna ve davulla çalınır. Ayrıca sazın bulunduğu ortamlar da yok değildir. Oynanan bütün oyunlar genellikle bu iki müzik aletiyle birlikte oynanır.
    Sabah çalmaya başlayan davulcu ve zurnacı düğün kâhyası tarafından kahvaltıya davet edilir ve burada onlara bahşiş verilir. Kahvaltıdan sonra düğün tekrar başlar… İkinci gün düğün alayı kız evine gider. Kızın evine düğün alayı yaklaştığı zaman kız tarafından bazı geçler düğün alayının önüne ip tutarlar. Buradaki amaç ayakbastı parası(toprak bastı) almaktır. Bu arada kız tarafından bir kişi evin kapısını kilitleyerek düğün alayını içeri sokmaz. Oğlan tarafının düğün kâhyası kapıyı kilitleyen kişinin gönlünü razı ederek kapının açılmasını sağlar. Kâhyasından haklarını ister Bundan sonra sıkı bir pazarlık başlar, genelde para verilir.
    Sünnet ve Doğum Gelenekleri
    Doğum hemen her zaman bütün toplumlarda mutlu bir olay olarak kabul edilmiştir. Dünyaya gelen her çocuk sadece anne, babayı değil aynı zamanda akrabaları ve komşuları da sevindirir. Yörede doğum, kadına duyulan saygınlığı artırdığı gibi onun aile, akraba ve grup içindeki yerini de sağlamlaştırır. Baba ise evlat sahibi olmakla hem geleceğe güvenle bakar, hem de dostları ve yakınları arasında saygınlık kazanmış olur.
    Doğacak çocuğa ilk hazırlıkları anneanne tarafı yapar. Eğer doğacak olan çocuk eşlerin ilk çocukları ise bu hazırlıklar daha bir önem kazanır. Bu hazırlıklar genellikle döşek, yorgan, beşik ve yastık hazırlanmasıdır. Doğumdan sonraki kırk gün çok önemlidir. Çünkü kırklı olan anne ve çocuk bu sürede her türlü kötü güçlerin doğuracağı tehlikeye karşı savunmasız ve açık görülür. Bu tehlikelerden çocuğu ve annesini korumak için çocuğun yatağına demir eşyalardan bıçak, makas gibi aletler konulur. Ayrıca nazara karşı çocuğa muska ve nazar boncuğu da takılır…

    Sünnet
    Çocuklar genellikle çok küçük yaşlarda sünnet edilir. Sünnet edilirken herhangi bir tören yapılmaz. Fakat kirvelik önemli bir husustur. Kirve, sünnetten önce çocuğun giysilerini yaptırır, onunla bir arkadaş gibi konuşur. Sünnet sırasında bir sandalyeye oturup çocuğu kucağına alır ve kımıldamasına engel olacak biçimde sıkıca tutar. Sünnet sonrasında da çocukla sürekli ilgilenir. Çocuğun babası geleneğe göre 5-10 gün sonra kirveye bir kat giysi armağan eder. Kirvelik, ailelere kuşaklar boyunca sürecek bir yakınlık kazandırır. İki aile arasında eski bir yakınlık varsa, onu pekiştirir. Kan bağı olmasa bile, sünnet olan çocukla kirvesinin kızı kardeş sayılırlar ve birbiriyle evlenemezler. Çocuk büyüdükten sonra iş-güç edinmesinde ve evlenmesinde babası kadar kirvesinin de söz hakkı olur…

    Fotoğraf/Dosya: 2071-koma-celal-evndar-gowend-delilo-girmeli-dugun-2011



Cevap Gönderme Formu